Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2025 Yılı Temmuz Ayı Olağan Toplantısı 1. Birleşimi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi. Kongre ve Sergi Sarayı Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen Meclis Toplantısı’nda Komisyonlara Havale Edilen 13, Birimlerden Gelen 27 ve Gündem Dışı 1 madde olmak üzere toplam 41 madde görüşüldü.
Başkan Seçer: “Metan gazından zehirlenerek şehit olan 12 askerimize Allah’tan rahmet diliyorum”
Gündem dışı konuşmalar bölümünde, Pençe-Kilit Harekât Bölgesi’nde gerçekleştirilen arama-tarama faaliyeti sırasında metan gazından zehirlenerek şehit olan 12 askeri anarak konuşmasına başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Seçer, “Muharrem Ayı’nı idrak ettik. Muharrem Ayı’nda tutulan oruçların, edilen duaların kabul olmasını, bu anlamlı günlerin barışa, huzura ve kardeşliğe vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Gençlere de bir duyuru yapan Seçer, YKS ve LGS’ye Eğitim ve Öğretim Destekleme Kurs Merkezlerinde hazırlanmak isteyen öğrenciler için başvuru süresinin 25 Temmuz’a kadar uzatıldığını belirterek, başvuruların mersin.bel.tr adresinden ya da Alo 185 Teksin Çağrı Merkezi üzerinden yapılacağını söyledi.
Seçer’den CHP’li Belediyelere yapılan operasyonlara tepki: “Sözün bittiği noktadayız”
Son zamanlarda Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelere yapılan operasyonlar hakkında konuşan Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutuklanmasına ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin ev hapsiyle cezalandırılmasına tepki gösterdi. Yapılan operasyonları ‘Sözün bittiği yer’ şeklinde yorumlayan Seçer, “Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yok. Görevdekilerin yetki ve sorumluluk alanlarında yasa ve mevzuatlara bağlı olarak görevlerini yapma zorunluluğu vardır. Ancak 100 binlerce, milyonlarca insanın oyuyla gelmiş Belediye Başkanları’nın gözaltına alınması hukuk devletlerinde kabul edilebilecek bir durum değil” ifadelerine yer verdi. Başkan Karalar’ın 2014-2019 yılları arasında istinaf edilen bir suçtan dolayı sabah 7’de Gebze’de ablasının evinde gözaltına alınmasının doğru olmadığını kaydeden Seçer, “Hukukçular gözaltına alma yönteminin ne olduğunu benden daha iyi bilirler. Bu kişi bir büyükşehir belediye başkanı. Her an bulunabilir ve gelebilir. Telaşa kapılıp ortadan kaybolacak bir durumu yok. Elinizi vicdanınıza koyun, empati yapın; televizyon ekranlarında, o sahnelerle siz aynı duruma düşürülseniz bunu vicdanınız kabul eder mi?” diye sordu.
“Bir taraftan iç barış sağlanırken, bir taraftan siyasi rakiplere düşman hukuku uygulanması büyük bir çelişki”
Gözaltına alınan siyasi isimlerin ve belediye başkanlarının kötü şartlarda gözaltında tutulduklarının altını çizen Seçer, “Nihayetinde asıl olan tutuksuz yargılama, istisnai olan tutuklamadır. Kaçma, delilleri karartma şüphesi, tanıkları tesir etme durumu varsa anlaşılabilir ama milyonlarca insanın oy verdiği bir başkanı görevinden edip 15 metre karelik bir hücrede tutmak gerçekten vicdanları sızlatıyor, hukuku sorgulatıyor ve hukuka olan güveni ortadan kaldırıyor. Bunları Türkiye’nin konuşması lazım; bir taraftan iç barışı sağlayalım, iç cepheyi güçlendirelim, bir taraftan siyasi rakiplere düşman hukuku uygulayalım. Bu büyük bir çelişki, bu demokrasimize zarar verir” sözlerine yer verdi. Kent uzlaşısının bahane edilerek başkanların aylardır içerde tutulduğunu söyleyen Seçer, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in 7 aydır hukuksuzca tutulduğunu ve aylar sonra bu konuda tahliye kararı çıktığını söyledi. Esenyurt halkının seçtiği bir belediye başkanının aylardır görevinden uzak kaldığını vurgulayan Seçer, “Esenyurt Belediyesi 7 aydır kayyım tarafından yönetilmiş ve 7 ay sonra farkına varılıyor ki; tutuklama kararı gereksiz ve yanlış olmuş. Tutuklamayı gerektiren suçun nevinden dolayı kayyım atanmasını gerektirecek bir durum yok” dedi.
“Adalet kutup yıldızı gibidir yerinde durur, diğer her şey onun etrafında döner”
Seçer, belediyelerin denetlenmesinin ve bunun sonucunda varsa suç unsurlarının yargıya intikal ettirilmesinin bir sorun olmadığını ancak Türkiye’de belediyelere düzenlenen operasyonların yalnızca CHP’li belediyeler çerçevesinde gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler mi var? Hiç mi Cumhur İttifakına mensup belediyeler yok? Onlar üzerinde neden bu kadar titiz araştırma yapılmıyor” dedi. Seçer, adaletin olmadığı yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını ve yapılan hizmetlerinde hiçbir kıymeti olmayacağını söyleyerek, “Adalet kutup yıldızı gibidir yerinde durur, diğer her şey onun etrafında döner” diye konuştu. Mersin’in dört bir yanına adaletli ve hakkaniyetli hizmet sağladıklarını belirten Seçer, “Bir idarecinin gözünde; Gülnar’ın da Tarsus’un da; CHP’ye oy veren mahallenin de MHP’ye oy veren mahallenin de hizmeti eşittir. Bunun adı adalettir” dedi.
“Kendimizden hiçbir şüphemiz yok, bizim endişemiz hukuk dışı uygulamalar”
Kendi adına hiçbir şüphesi olmadığını, her sabah huzurla ve güvenle görevini icra ettiğini belirterek endişelerinin farklı olduğuna vurgu yapan Seçer, “Kendimizden hiçbir şüphemiz yok, bizim endişemiz hukuksuzluk ve hukuk dışı uygulamalar” ifadelerine yer verdi.
“Hukukun herkese eşit mesafede olması lazım”
‘Bu durumun bir an önce Türkiye’de artık normalleşmesi lazım’ diyen Seçer, süreçte adaletin herkese eşit mesafede olması gerektiğinin ve eğer bir suç varsa herkesin yargı karşısında ifade vermesinin bir sorun olmadığının altını çizerek, “Hukukun herkese eşit mesafede olması lazım. Sadece CHP’li belediyeler değil, tüm belediyeler kanun karşısında eşit” dedi. Meclis üyelerinden gelen soruların ardından tekrar söz alan Seçer, Meclis üyelerinden gelen yapıcı eleştiri ve uyarıların kendilerini memnun ettiğine değinerek, “Bizim görmediğimizi sizlerin bizlere aktarması bizi hem memnun ediyor hem de görevimizi tam yapmamıza vesile oluyor. Herkes rahat eleştirebilir. Memnun oluyorum” dedi.
“Millet iradesinin sakatlanmasına karşıyım”
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Tunçaz’ın, tutuklu belediye başkanları konusunda yaptığı değerlendirmelerine ve bu sürecin muhalefet tarafından siyasi bir süreç olarak değerlendirildiği, ancak bir yargı süreci olduğuna dair iddialarına yanıt veren Seçer, “Şu anda tutuklu yargılanan AK Partili belediye başkanı yok. Zaten ben yargılanmasın demiyorum ama bu yöntem, gözaltı yöntemi, tutuklama, şehirlerin ve millet iradesinin sakatlanmasına karşıyım. Benim endişem şu; bir toplumda adalet duygusu zedelenirse bu sorun demektir. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda mahkeme kararlarına gölge düşerse, bu gerçekten büyük bir sorun. Ben bunu ülkem adına, demokrasi ve hukuk devleti anlayışı adına söylüyorum” dedi.
“Sanki yargının üzerinde siyasetin eli var”
Yaşanan süreci vatandaşların gözünden de yorumlayan Seçer, hem muhalefet hem de iktidara oy veren yurttaşların da bu süreci siyasi bir süreç olarak değerlendirdiklerini söyleyerek, “Bu durum başka bir boyuta geldi. Sanki bir siyasi hesaplaşma var, sanki yargının üzerinde siyasetin eli var. Bizim de oy veren kitlelerimiz var ama onlar tabi ki endişe duyuyor. Hadi diyelim belki onlar taraflı gözle görüyor, öyle kabul ediyorum ama size oy veren ve sizi destekleyen vatandaşlar da aynı kanaatte. Bu gözlemlerim tamamen gerçekçi değerlendirmeler. Lütfen sözlerime değer verin. Ben bu anlamda bir yaklaşım yaptım. Yoksa burada, ‘siz siyasi operasyonlar yapıyorsunuz’ ifadesinde bir tarz kullanmadım. Bizler aynı noktadayız, şu anda görevdaşız. Bu endişeleri hepimiz taşıyoruz” diye belirtti.
Bugün tutuklu bulunan belediye başkanlarının yıllar boyunca memleket için türlü emek verdiğinden söz eden Seçer; medyada yapılan karalama kampanyalarının başta belediye başkanları olmak üzere ailelerine de büyük zarar verdiğini dile getirdi. En temel insan haklarından bir tanesinin ‘Masumiyet Karinesi’ olduğunu dile getiren Seçer, “Bir insan için bundan daha kutsal bir hak olabilir mi? O kareleri, videoları belki de 30 veya 50 sene sonra torunları izleyecek. Başkan Ahmet Bey, Mehmet Bey yolsuzluktan tutuklanmış ama 6 ay veya 1-2 yıl sonra suçsuz olmadığı ortaya çıkmış. O insan artık etiketlendi. Benim karşı olduğum durum bundan ibaret” dedi. Seçer, konuşmasını tutukluluk hali devam eden Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşması ve Akdeniz’e olan hizmetlerine devam etmesi temennileri ile sürdürdü.
“Uygar toplumlar sorunları diyalogla çözer”
Toplumsal sorunların çözümünde şiddet yerine diyaloğun esas alınması gerektiğini vurgulayan Seçer, ‘Terörsüz Türkiye Süreci’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Bir konuyu veya sorunu silahla, kavgayla ya da çatışmayla çözemezsiniz; oturursunuz diyalogla çözersiniz. Uygar toplumlar ve insanlar böyle yapar. Konuların tarihi bir perspektifi vardır. İstek ve taleplerin neler olduğuna bakılır ve ona göre değerlendirilir. Biz hep bunu savunduk. Şimdi de bunu savunuyorum” ifadelerini kullandı.
“Anayasa; bir toplumsal mutabakat, ortak metindir”
Ülkenin birliği, bütünlüğü ve anayasal düzene duyduğu bağlılığı dile getiren Seçer, parlamenter sürecin işletilmesinde Anayasa’nın esas alınması gerektiğini kaydederek, “Anayasa; bir toplumsal mutabakat, ortak metindir. Onun için parlamentoda kahir ekseriyetle oylanır. Gerekirse Cumhurbaşkanı’nın yetkisindedir. 600 sandalyeli bir parlamentoda 400 oyla kabul edilir ama isterse ‘Halka da götürün bunu, halkın da onayını alalım’ der. Çünkü bir toplumsal mutabakat istenir. Parlamento toplumsal problemlere çözüm bulmak için kuruldu. Komisyonlar kurulur, konuşulur, topluma açık yapılır ve kimsenin maziden gelen incinmişlikleri bir kez daha incinmez. Orada düşünülür ve bir yol bulunur. Bu süreci dediğim çerçevede sonuna kadar destekliyorum ama bir çerçeve çiziyorum. Aramızda bu süreci etmek sabote etmek isteyen insanlar olduğunu düşünmüyorum ama herkes hassasiyetlerini ortaya koymakta özgürdür” dedi.
Meclis, maddelerin oylanmasının ardından sona erdi.
Haberin görüntüsünü indirmek için tıklayınız.
13 Temmuz 2025 09:00
13 Temmuz 2025 09:00
13 Temmuz 2025 09:00
12 Temmuz 2025 09:15