A- A+

‘Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasının Korunması’ Sempozyumu Dolu Dolu Geçiyor

09 Kasım 2024 09:00

Bu yıl Toros Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ‘Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasının Korunması’ temasıyla 6.’sı düzenlenen; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’nun ilk günü, birbirinden dolu içeriklerin yer aldığı panellerle tamamlandı. Geleneksel gıdalarla gıda güvenliği, yasal düzenlemeler, gıda işleme ve üretim teknolojileri, pazar potansiyeli ve ekonomik yönü gibi konuların ele alındığı ve gün boyu süren panelin ilk gününde ‘Kooperatiflerin Geleneksel Gıdaların Sürdürülebilirliğinde Rolü’ konulu söyleşi ile kapanış yapıldı

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü’nün moderatörlüğünü yaptığı panelde; Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Bereketli Eller Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı, Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli, Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci ile TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak yer aldı.

Panelde; özellikle ülkemizde önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerde başta ürünün değerlenmesi, üretimin sürdürülebilir olması, pazarlanması ve kayba uğramadan ekonomik bir kazanca dönüştürülmesi sürecinde kooperatiflerin önemi, kooperatiflere düşen görevler, girişim ve uygulamaları hakkında bilgiler verildi. Aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmanın önemli ayaklarından biri olan kooperatiflerin, özellikle tarımsal üretimin sürdürülebilir kılınmasını sağlamakta ve yereldeki kaynakların yöre ve bölge ekonomisine kazandırılmasında ciddi bir rol üstlendiği vurgulandı. Oturum, soru cevap bölümü ile son buldu.

Seçer: “Geleneksel gıdalar, kooperatifleşme ile gelecek nesillere daha çok aktarılabilir”

Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, kooperatifi 2019 yılında kurduklarını ve bu süre zarfında pek çok kadınla iş birliği yaparak faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydetti. Özellikle küçük aile işletmeleri ve dezavantajlı bölgelerdeki kadınların üretim sürecine dahil olması için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Seçer, “Küçük aile işletmelerinde kooperatiflerin önemi çok fazla ve onlarla bir araya geldiğimizde onların büyüklerinden öğrendikleri teknikle üretim yaptıklarını gördük. Ata tohumu kullanıyorlardı. Üretimin sürdürülebilir olması ve üreticilerin ürettiklerini sadece kendilerine değil, bunu talep eden tüketicilere de ulaştırabilmeleri için kooperatifleşme gerekiyor. Bizim kooperatifimizin kuruluş sebeplerinden bir tanesi de budur. Çünkü farklı yerlerde üretim yapan üreticiler ve kadınlar var. Bunlara ulaşmakta, kooperatifler büyük fayda sağlıyor” dedi.

Özellikle son yıllarda yaşanan doğal afetler, iklim krizi, salgın hastalık gibi etkenlerden sonra, insanların doğal ve geleneksel gıdalara olan talebinin arttığını kaydeden Seçer, “Üreticilerin, ürettikleri ürünleri kooperatif çatısı altında markalaşarak daha inovatif hale getirmesi, gıda tüzüğüne, son kullanım tarihine uygun, tüketicinin daha sağlıklı beslendiğinden emin olabilmesinin yolu kooperatif çatısı altında olmasından geçiyor. Kooperatifin anlamı bir anlamda bu. İnsanların tek başına yapamadıklarını bir çatı altında toplanıp, güçlerini birleştirerek yapabilmesi... Geleneksel gıdaların; kooperatifleşme ile gelecek nesillere daha çok aktarılabileceğini, unutulmayabileceğini ve bu sayede de bu ürünleri tüketmek isteyecek tüketicilere de daha fazla ulaşabileceğimizi düşünüyorum” sözlerine yer verdi.

Sarı: Kooperatifler sayesinde, ‘ben yerine biz’ demeyi öğreneceğiz”

Bereketli Eller Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı; Türkiye’de kooperatiflerin doğru mantıkla kurulmadığını, bu yüzden ömrünün de uzun olmadığını kaydetti. Ülkenin kalkınmasında kooperatiflerin önemli bir basamak olduğunu anlatan Sarı, “Kooperatiflerle birlikte, ‘ben yerine biz’ demeyi öğreneceğiz. Kooperatife üye olunmadığında, batmaya mahkum kalınıyor çünkü sürdürülebilirlik olmuyor. Kooperatifin sözlük anlamı; aynı işi üreten insanların bir araya toplanıp, aynı menfaati birlikte görmesidir. Benim bütün başarım kendi başarım değil, biz dediğim için gerçekleşiyor. Ben bu zamana kadar bütün çalışmalarımda herkesi kooperatif çatısı altında toplamak için çaba sarf ediyorum” diye konuştu.

Deli: “Üreticilere verilen eğitimler sayesinde, çiftçi de kooperatif de korunmuş olur”

Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli ise, güvenli gıdanın üretilebilmesi için eğitimlerin oldukça önemli olduğunu söyleyerek, “Eğitimlerle birlikte yerelde üretim yapan çiftçi, üretim yapan kadınlar, kooperatifler korunur ve bizler ürettiğimiz ürünlerin gerçekten sağlıklı olduğunu bu sayede ispatlayabiliriz. Kooperatif kurulacağı zaman, kooperatifte gıda mühendisi olması şartı getirilmeli. Çünkü bizler üretim yaparken, aslında ne çok eksiğimiz olduğunu fark ettik. O yüzden gıda mühendisinin olması bu süreçte çok önemli” dedi. Geçtiğimiz sene yaşanan 6 Şubat depreminde, kadın kooperatifi bünyesinde sahada dayanışma içerisinde çok ciddi çalışmalar yaptıklarını kaydeden Deli, “Türkiye’de geçtiğimiz sene çok büyük bir deprem yaşandı. Bundan önce birçoğumuzun afet sürecinde neler yapılabileceğinden haberimiz yoktu ve bu çok büyük bir eksiklikti. Ben bütün kadın kooperatiflerine eğitimler verdim. Çünkü sahada gördüm. Bizler o gün 1500 çiftçi ile çalıştık. O günden bugüne kadar, o şehri kadınlar kaldırdı. O yüzden kadın kooperatiflerinin çok büyük önemi var” ifadelerini kullandı.

Kösemeci: “Bir ülkenin kalkınması üretimden geçer”

Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci, Türkiye’de kooperatiflerin en büyük ortak sorununun pazar olduğunu, kooperatiflerin mevzuata uygun gıda güvenliğini önceleyen ürünler üretmesi gerektiğini vurguladı. Yöresel ve coğrafi işaret tescilli ürünlerin yanı sıra, pazarda niş ürünler yer alması gerektiğini de belirten Kösemeci, bu ürünlerin pazarda fark yaratacağına dikkat çekti. Bir ülkenin kalkınması için kooperatiflerin var olması gerektiğine inandığını söyleyen Kösemeci, “Bir ülkenin ve geleceğinin kalkınmasının; üretimden, coğrafi işaretlerden, gençlerden, kadınlardan ve eğitimlerden geçtiğine inanan birisiyim. Kooperatiflerde geleneksel gıdalarda, özellikle kimyasal kaynaklı tehlikelerin önlenmesinde çok büyük teknik desteğe ihtiyaç var. Üreticilerimize ve kooperatiflerimize teknik destek verilmesi adına bir platform oluşturulması gerekiyor. Bunları meslek odaları özelinde yapmaya çalışıyoruz; ama bunu onlarca kooperatif projesi özelinde gerçekleştirmek yerine, kamu ayağında her kooperatifimizin ulaşabileceği bir uzman havuzunun ulaşabileceği bir platform seçenek olabilir” dedi.

Ak: “Bu ülkenin daha fazla kooperatifleşmeye ihtiyacı var”

TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak, Türkiye’nin Avrupa’da en fazla kooperatif sayısına sahip 3 ülkeden birisi olduğunu, fakat gelir elde etme noktasında çok gerilerde kaldığını söyledi. Kooperatifçilikte malzemenin üretimi, pazarlanması, paketlenmesi, finansmanı, katma değerli hale gelmesinin her birinin ayrı bir iş olduğunu sözlerine ekleyen Ak, Kooperatifçilik olgusunun yaygınlaşması için, kamu ile birlikte toplumun rolleri var. Bu ülkenin kooperatifleşmeye ihtiyacı var. Nedeni çok basit. Şu anda hepimiz ne yazık ki yoklukta, yoksullukta eşitlenmeye başladık. Acımasız sistem karşısında bizim ayakta kalmamız, rekabet etme şansımız neredeyse yok. O zaman belki 10, 20, 50 kişi birlikte o kahrı çeker, o hedefi taşıyan insanlar bir araya gelecek, bunun adına biz kooperatif çatısı diyeceğiz. Şu yaşadığımız olumsuz dönemi böyle atlatacağız ve gelecekte de Avrupa’nın başarısı gibi, biz de belki kendi ülkemizin başarısından bahsedeceğiz” ifadelerine yer verdi.

 

Haberin görüntüsünü indirmek için tıklayınız.

 

 

Haberin Videosu

Haberin Fotoğrafları